- 3 August 2020
Marka, bir işletmenin mal veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içermektedir. Ticari hayat içerisinde markalaşma ayrıca öneme sahip olmaktadır.
Mevzuatımıza göre bir markayı kullanabilmek için tescil ettirilmesi zorunlu değildir. Ancak, Sınai Mülkiyet Kanunu'nun korumasından yararlanılabilmesi için marka olarak kullanılmak istenilen sözcük ya da işaretin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde, kullanılmak istenilen ürün ve/veya hizmet sınıflarında tescil ettirilmesi gerekmektedir.
Tescilli bir markanın, sahibine sağladığı haklar Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 7. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, tescilli bir markanın benzerinin üçüncü kişiler tarafından kullanılması durumunda dava açılarak markanın kullanılmasını tespitini , önlenmesi , durdurulması, kaldırılması , maddi ve manevi tazminat talep edilebilir.
Peki ya tescil edilmemiş bir markamız var ve üçüncü şahıslarca kullanılıyorsa, bu durumda Türk Ticaret Kanunu'nun haksız rekabet hükümlerine göre talepte bulunulabilecektir.
Her iki Kanun gereğince, başkasına ait markanın aynısını ya da benzerini kullanan kişiler hakkında ceza hükümleri saklıdır.
Av. Büşra PEKHAMARAT SARAÇ